Milyarlarca yıldır sayısız canlıya ev sahipliği yapan dünyamızın can damarları; toprak, hava ve su alanlarıdır şüphesiz. Son derece karmaşık bir ekosistem içerisinde beslenme, barınma gibi ihtiyaçlarını gideren canlılar, yaşamsal faaliyetlerini doğaya borçludurlar.
Nitelikli toprağın, o toprakta yetişen ürünün, temiz hava ve içme suyunun öneminin her geçtiğimiz gün arttığı dünyamızda ise artan nüfus, çoğalan kirli enerji faaliyetleri, sanayi ve teknoloji çalışmaları gibi pek çok etken çevreye ve canlılara geri döndürülmesi güç zararlar vermektedir.
Yüzde 50'sinden fazlası orman ve bitki örtüsü ile kaplı olmasıyla övündüğümüz, gerçekten cennetten bir köşe olarak adlandırılabilecek Barışın Kenti Çanakkale'mizde bile uzun yıllardır temiz çevre mücadelesi vermekteyiz. Çanakkale'nin en az termik santraller kadar ciddi sağlık, sosyo-ekonomik ve ekolojik/çevresel sorun ve yıkımlara yol açacağı bilinen sorunu, vahşi (siyanürlü liç yöntemiyle yapılan) metalik altın ve gümüş madenciliği çalışma ve işletmeleridir.
Bizleri, bizlerden sonra bu topraklarda yaşayacakları, toprağı, ormanı, suyu, kurdu, kuşu tüm canlı yaşamını büyük tehlikelere maruz bırakacak bu faaliyetlere karşı, kentlimizle köylümüzle, STK temsilcilerimizle birlikte toprağımız, suyumuz, havamız temiz kalsın, geleceğe, çocuklarımıza yaşanılacak bir şehir, yaşanılacak bir dünya bırakabilelim diye savaşıyoruz.
Bunun yanı sıra, bizim çocukluğumuzda yediklerimizin içtiklerimizin tadını çocuklarımız da alabilsin diye Tohum Sandığımızı kurduk, pek çok projemizi temiz enerjiyle çalıştırdık, atıklarımızı ayrıştırdık, her daim yeşilden-maviden yana olduk. Mavi Bayraklı plajlarımızda kentlimizi daha çok denizle buluşturduk.
Bu ve daha pek çok çevreci projeyi yürütmek asla böbürlendiğimiz bir durum da olmadı üstelik. Nihayetinde biliyoruz ki, doğaya ve çevreye karşı saygılı ve korumacı olmak bizim, sizin, hepimizin görevi..
En kıymetlimiz olan çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras; temiz bir çevre, bencilliklerimize, hırslarımıza kurban edilmemiş bir doğa, yeşil bir ağaç, mavi bir göl, kırmızı bir elma aslında. Bunu ancak el ele verince başarabileceğimizi unutmamalı, hem kurumlar hem de bireyler olarak bu sorumluluğu omuzlamalı ve aslında kendi hayatımızı kendi ellerimizle tehlikeye atmamak adına çevremizi korumalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde başta kentimiz olmak üzere her türlü kötü niyetli girişime karşılık çevre mücadelesine herkesin destek vermesini diliyor, oksijeni, mavisi, yeşili bol günler diliyorum.
Saygılarımla
Ülgür GÖKHAN
Belediye Başkanı