Sayfa yükleniyor

HABERLER

Ara

60. Uluslararası Troia Festivali Açılış Töreni Troia Antik Kentinde Gerçekleştirildi


60. Uluslararası Troia Festivali Açılış Töreni Troia Antik Kentinde Gerçekleştirildi

Çanakkale'nin en önemli kültür ve sanat etkinliklerinden biri olan ve bu yıl 60.'sı düzenlenen Uluslararası Troia Festivali'nin resmi açılış töreni 10 Ağustos 2023 Perşembe günü gerçekleştirildi. Festivalin simgelerinden biri olan Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü ise bu yıl, Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşlerin kurduğu Kazdağı Müzesi'ne verildi.

Troia Antik Kenti'nde düzenlenen açılış törenine Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, eşi Hale Gökhan, CHP Çanakkale Milletvekilleri İsmet Güneşhan ve Özgür Ceylan, CHP PM üyesi ve Çanakkale Eski Milletvekili Muharrem Erkek, CHP İl Başkanı Doğan Ateş, CHP Merkez İlçe Başkanı Süleyman Erte, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yeşim Karadağ, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan, Çardak Belediye Başkanı Metin Semerci, Belediye Başkan Yardımcısı M. İrfan Mutluay, Çanakkale Baro Başkanı Av. Hande Keskin, Avustralya Çanakkale Konsolosu Harry Hall, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclisi Üyeleri, Kardeş Kent Heyetleri ile çok sayıda kentli katıldı. 

“Gelecek Bıraktığın İzdir”

Açılış töreninde ilk olarak söz alan Troia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, Troia Antik Kenti'nin tarihi ve kazı çalışmaları hakkında katılımcılara bilgilendirmede bulunarak; “Bizim bu topraklara borcumuz var. Bu topraklara olan borcumuzu; bu toprakların değer ve önemini arttırarak ödeyebiliriz. Buradaki yaptığımız bütün projeleri; Milli Park, Müze projesi gibi bütün projelerimizi bu amaçla yapıyoruz. Sözümü Manfred Osman Hocamın sözü ile bitirmek istiyorum. O bize hep şöyle derdi; “Gelecek bıraktığın izdir” dedi.

“Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'i Saygı ve Şükranla Anıyorum”

Aslan'ın ardından söz alan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Troia Festivali'nin 60. yıl açılış töreninde kentliler ve kardeş kentlerden gelen heyetler ile bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade ederek; “Özgürlüğü, barışı, insan olmanın keyfini doyasıya yaşadığımız kentimizin festivalinin 60. doğum gününe, binlerce yıldır tarihe tanıklık eden antik kent Troia'nın kalbine hoş geldiniz. Bugün Festivalimizin 60., Anafartalar Zaferi'nin se 108. Yıldönümü. Sözlerimin başında; 108 yıl önce, tam da bugün emperyalizme direnerek zafer kazanmış Çanakkale Kahramanlarının hatıralarını yad ediyor, onları şükran ve minnetle anıyorum. Döneminin en büyük deniz kuvvetlerine karşı Troia 'da direnen kahraman Hektor'u ve Conkbayırı'nda düşmana karşı en önde; elinde kırbacı, yüreğinde cesareti, ruhunda özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla direnen Cumhuriyetimizin kurucusu Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'i saygı ve şükranla anıyorum” dedi.

Başkan Gökhan konuşmasını şöyle sürdürdü; 

“Hepsi Birer Yıldız Oldular ve Bu Gece Onlar Da Aramızdalar”

“Festivalimizin 60. Yıldönümünde sizleri yine bu büyülü atmosferde, Troia'nın bağrında ağırlamaktan çok mutluyum. Düşününüz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin yarısından fazla bir süredir bu festival kutlandı. Krizler, salgınlar, darbeler engellese de 60 yıldır bu festival bu şehirde yaşandı, yaşatıldı. Döneminin tüm zorluklarına, imkansızlıklarına rağmen; kültürle, sanatla bir kentin kalkınması için yola çıkan, bugün ne yazık ki hiçbiri hayatta olmayan festivalimizin kurucu kahramanlarını saygıyla anıyorum. Onlara bu şehre böylesine büyük bir miras bıraktıkları için teşekkür ediyorum, eminim hepsi birer yıldız oldular ve bu gece onlar da aramızdalar…”

“İşte Tarihten Çarpıcı Bir Örnek Agamemnon”

“Maalesef tarih sayfaları, insanlık adına çok da aydınlık hikayelerle dolu değil. 78 yıl önce bugün Nagazaki'ye atom bombası atılmış 70 bin kişi ölmüştü. 81 yıl önce bugünlerde 'Özgürlük' dediği için Gandhi tutuklanmıştı. 103 yıl önce bugün Sevr Antlaşması imzalanmıştı. 108 yıl önce bugün Çanakkale topraklarında gencecik fidanlar toprağa düşmüştü. Maalesef yıllar değişse de akıllarda kalan hep acı, hep yıkım oluyor. Görüyoruz ki geçmişten bugüne zaman değişmiş, insanlar değişmiş ama barışa ve özgürlüğe kast hiç değişmemiş. Bazen barışa ve özgürlüğe kastedenler isim değiştirmese de biçim değiştirmiş, fakat mutlak fiili hiç değişmemiş. İşte tarihten çarpıcı bir örnek Agamemnon; Bir bakıyorsunuz, Troia'ya saldıran Akha ordusunun komutanı olarak çıkıyor tarih sahnesinde karşımıza, gün geliyor 18 Mart 1915'teki gibi savaş gemisinin adı olmuş Agamemnon, bir başka zaman 30 Ekim 1918'de özgürlüğümüzü elimizden alan Mondros Ateşkes Mütarekesinin imzalandığı savaş zırhlısının adı olmuş Agamemnon”. 

“Eski Tahta At Hilesi Bu Defa İşe Yaramamıştı”

“Tarih tekerrürden ibaret derler, geçmişten gerekli dersler alınmazsa bu doğrudur. Batı ve doğu arasındaki ilk hesaplaşma olarak tarihe geçen Troia Savaşında olduğu gibi binlerce yıl sonra Gelibolu Yarımadası önlerine de yine demirleyen gemiler vardı. Tarihte hileler ve hilebazlar hep vardı, hep de olacaktır. Akhalılar, Troia Atını savaş hilesi olarak kullanmıştı, işe de yaramıştı. 1915'te de River Clyde isimli eski bir kömür şilebi büyük bir çıkartma gemisi görüntüsünde döneminin tahta atına dönüştürülmüştü. Ancak binlerce yıl önce Troia'nın ele geçirilmesine imkân sağlamış eski tahta at hilesi bu defa işe yaramamıştı. Çünkü tarih bu kez karşısında geçmişten ders almış, savaş tarihini ilmetmiş bir komutan, Mustafa Kemal tarafından yönetilen bir ordu bulmuştu”.

“Akhalılara Karşı Halklar Yan Yana Troia 'da Direndi”

“Troia ve Çanakkale Savunması, Anadolu'nun birliktelikle işgale direnişiydi. Agamemnon komutasındaki Akhalılara karşı halklar yan yana Troia 'da direndi. Hamilton komutasında İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı Çanakkale'de kardeşlik yine kendini gösterdi. 100 yıl önce Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir' diyerek yine bu kardeşliğe vurgu yaptı. O sebeple festivalimizin 60. Yıldönümünde, yaşanan tüm savaşlara karşı 'Yaşasın Halkların Kardeşliği' diyoruz”. 

“Onlarda Hektor'un Hayaletini Görür Gibi Oldu”

“Troia Savaşı öyle etkileyici ve sarsıcıydı ki kuşaklarla aktarılarak adeta ruhlara da tesir etti. İşgalciler 1915'te Gelibolu'nun dik yamaçlarını, Troia'nın ele geçirilemez surlarına benzetti. Anzac koyundan siperlerdeki Türk askerlerine bakanlar, onlarda Hektor'un hayaletini görür gibi oldu.  14. yüzyılda yaşamış düşünür İbni Haldun 'Coğrafya Kaderdir' diyor. 3000 yıl önce Akhalılar da ilk olarak Gelibolu Yarımadasının Ege'ye uzanan ucuna ayak basmıştı. Her iki savaşın ilk ölümleri orada oldu. Müttefik başkomutanı Hamilton'un savaş günlüklerinde askerlerin tıpkı Troia Savaşındaki gibi hastalıklarla boğuştuğu ifadeleri yer aldı. Coğrafya kader, getirdiği savaş keder olsa da bizim sarsılmaz parolamız Atamızın da sözleriyle daima; 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' olacaktır”.

“Hektor'un Öcünü Aldık”

“Bir haklı bir de güçlü vardır. Zaman elbet hakkı teslim eder. Fatih Sultan Mehmet buraya gelmiş, İstanbul'u fethederek 'Troialılar'ın İntikamını Aldığını' ifade etmiş. Mustafa Kemal 'Hektor'un Öcünü Aldık' demiş. Çanakkale ve Troia'da bize mesaj şudur. Eninde sonunda hak, hukuk ve adalet galip olur. Firavun misali güçlü olanların karşısında Hz. Musa kazanır. Nemrut gibi güçlü olanların karşısında Hz. İbrahim kazanır. Ve yalnızca haklıların destanları yazılır. Homeros olup İlyada'da satır satır Troia'yı, Mehmet Akif olup 'Çanakkale Şehitlerine' şiirinde dize dize o kahramanlığı nakşederler”.

“Ali Bostancıoğlu'nun Aziz Hatırasını Da Saygıyla Yad Ediyorum”

“Biliyorsunuz bu antik sahneden çok kıymetli işler, düşünceler, eserler üreten kişi ve kurumlara Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülünü veriyoruz. Bu senenin Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü'nü, Kazdağları'nın eteklerinde yaşayan iki kardeşin, doğdukları ve doydukları topraklara minnetlerinin ifadesi, kaybettikleri babalarına ithaf ettikleri bir müze layık görüldü. Bir müze ki; zenginliğini sanki Kazdağının faunasından, renkliliğini sanki Tahtacı Türkmenleri'nin kıyafetlerinden almış. Bir müze ki; Mitolojiden günümüze Kazdağlarını yaşayan, yaşatan değerleri bir araya toplamış. Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü'ne layık görülen Kazdağı Müzesi'nin kurucuları Sayın Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşleri tebrik ediyorum. Müzeyi ithaf ettikleri babaları Ali Bostancıoğlu'nun aziz hatırasını da saygıyla yad ediyorum”. 

“Çanakkale Tübingen Troia Vakfı'na Teşekkür Ediyorum”

“Ayrıca Troia Festivali Afiş Tasarım ve Uygulama Yarışmamızı düzenleyen Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü ve Çanakkale Tübingen Troia Vakfı'na teşekkür ediyorum. Tasarımı ile festivalimizi harika şekilde yansıtan birincimiz Şeyma Altın'ı tebrik ediyorum. Mansiyon ödülüne layık görülen Rumeysa Topuz ve Mesut Tanrıkulu' nu kutluyorum”. 

“Aslan'a Teşekkür Ederim”

“Bir tebriğim de Troia denince bu şehirde Manfred Osman Korfmann'dan sonra akıllara gelen ikinci isim olan Prof. Dr. Rüstem Aslan'a olacaktır. Troya Antik Kenti Kazı Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, İtalya Kültür Bakanlığı Naxos Arkeolojik Park Müdürlüğü tarafından uluslararası tanınırlığı olan Antik Kültürlerle İletişim Ödülü'ne layık görüldü. Ödülünü yakın zamanda İtalya'da alarak hem kendisini dolayısıyla da şehrimizi ve Troia'yı bir kez daha gururlandıracak. Kendisine bilime, Troia'ya, Çanakkale'ye, ülkemize kattığı değerler için teşekkür ediyorum”.

“Çanakkalelilere İthaf Ediyorum”

“Bir teşekkürümü de Barışın Kenti Osnabrücklü Dostlarımıza yapmak istiyorum. Bugün bu törenin benim için çok özel bir anlamı daha var.  Bugün bu sahnede ben de bir ödül alacağım. Osnabrück şehrinin çok kıymet verdiği Justus Möser Madalyasının şahsıma layık görülmesinden onur duyuyor Osnabrück Belediyesine ve ilk kez aramızda bulunan Osnabrück Belediye Başkanı Katharina Pötter Hanımefendiye, şahsım ve Çanakkale halkı adına şükranlarımı sunuyorum. Alman dostlarımız, Justus Möser Madalyasını takdim gerekçesini; barışa, farkındalığa, demokratik değerlere, kültürlerarası etkileşime ve her iki şehrin ilişkilerine sunduğum katkılar olarak belirlemişlerdir. Bu gerekçeler benim için ayrı bir iftihar kaynağıdır ve şahsımın nezdinde bu madalyayı barışsever Çanakkalelilere ithaf ediyorum”. 

“Bizden Öncekilerin De Vurgusu Daima Özgürlük, Barış, Adalet Olmuştur”

“Bu kıymetli nişana ismi verilen Möser; yönetimin baskıcı değil aydınlatıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı değil geliştirici olması gerektiğini savunmuş. Malumunuzdur ki bizim de bizden öncekilerin de vurgusu daima özgürlük, barış, adalet olmuştur, eminim bizden sonrakilerin de öyle olacaktır ve ülkemiz ışıldayan değerlerle parlayacaktır. Osnabrück'ün tarihi Belediye Binası, 30 yıl savaşlarını sona erdiren Vestfalya Barışının imzalandığı büyük tarihi öneme sahip bir yapıdır. Osnabrück Belediye Binası kapı kolundaki barış güvercini, kentte pek çok alanda barışa olan bağlılığın simgesi olarak karşınıza çıkar. Geçtiğimiz Mayıs ayında Osnabrück'de Sayın Başkan Pötter'in ev sahipliğinde düzenlenen Vestfalya Barışının 375. Yıldönümü törenine, ülkemizdeki seçimler nedeniyle katılamamıştım, şimdi Barışın Kenti Osnabrückl'ü kardeşlerimle, Barışın Kenti Çanakkale'de buluşmuş olmaktan ayrıca mutluyum. Savaştan barışı doğuranların torunları olarak, bugün bizi birleştiren festival aracılığıyla en gür sesimizle 'Barış, Barış Barış' diye haykırıyoruz”. 

“Cumhuriyetimizin 100. Yılına ve Sanata Vurgu Yapıyoruz”

“Festivalimizin 60. Yıldönümünde; Cumhuriyetimizin 100. Yılına ve Sanata vurgu yapıyoruz. Bir zamanlar bu toprakların iktidar sahipleri gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi. Saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir millet adeta ateşin içindeydi. 100 yıl önce Cumhuriyet kurulurken, 13 milyon nüfusun çoğu okuma yazma bilmiyordu. 40 bin köyün 7 bininde okul yoktu. Bir milyon kişi frengi, iki milyon kişi sıtmaydı. Limanları, madenleri, telefon, elektrik şirketleri hep yabancılarındı. Ayçiçeği, şeker üretilmiyor, ekmeklik un bile dışardan geliyordu. Bütçesi iflas etmişti. Kadın insandan sayılmıyordu. Atatürk'ün ifadesiyle 'Uçurumun kenarında yıkık bir ülke, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş, ondan sonra içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan' kuruldu. Bir İngiliz Gazetesi'ndeki manşetle; 'Avrupa'nın hasta adamı, Yakın Doğu'nun küçük Herkülü oldu'. Şimdi Cumhuriyetin ikinci yüzyılı başlıyor”. 

“Festivalimizin Güzelliği Asırlık Cumhuriyetimize Armağan Olsun”

“Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan ve ipek bir halıya benzeyen bu cennet ülkede, en büyük esere sahip çıkmak, Cumhuriyetimizi korumak ve kollamak ülküsünden asla vazgeçmeyeceğiz. Cumhuriyet'i çocuklarımız için, varlığımızı ve değerlerimizi sürdürebilmemiz için, demokrasi, hak, hukuk, adalet, medeniyet ve özgürlükler için, özgürlük ve barış için bağrımıza basacağız. Çünkü; özgürlüğü ve barışı sevenlere, koruyanlara ancak Cumhuriyet yaraşır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e şükranlar olsun, Festivalimizin güzelliği asırlık cumhuriyetimize armağan olsun, Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun”. 

“Sanat, Dünyayı Aydınlık Kılandır”

“Bu sene festivalimizde Cumhuriyetimizin 100. Yılına “Sanat” la da vurgu yapıyoruz. Cumhuriyetin sanatla ilişkisi malumunuzdur. Biliriz ki bir yerde sanat varsa orada özgürlük ve barış vardır. Sanat, dünyayı aydınlık kılandır. Uygarlığın imzasıdır. Cumhuriyeti kuran irade, sanatçıyı, cumhuriyetin tüm makam sahiplerinden üstte gören bir anlayışa sahipti. Lise yıllarında şiire meraklanan, bir sinema filminin senaryosunu yazan, tiyatroyu destekleyen, opera yazdıran, heykele destek veren, resim atölyeleri ve müzeleri kurduran, orkestralar, müzik okulları ve konservatuar açtıran kişiye biz Atatürk deriz. Ona yakışır ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uyumlu bir festival düzenlemekten de iftihar ederiz”. 

“Bir Hayalim Var”

“Sevgili Konuklar, 60. yıldönümümüzde, güzel bir Ağustos akşamında belki biraz uzunca bir konuşma dinlediniz. 60 yıl önce de yine bir Ağustos gününde Amerika Birleşik Devletleri'nde Martin Luther King'in “Bir Hayalim Var" isimli ünlü konuşmasından bir esinlenmeyle size veda etmek istiyorum. Bir hayalim var. Gün gelecek tüm insanlar kardeşlik sofrasında oturacak. Gün gelecek Anadolu toprakları ve tüm dünya özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek. Gün gelecek evlatlarımız dinine, diline, ırkına, mezhebine, siyasi görüşlerine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacak. Kadın erkek, köylü kentli birlikte el ele yürüyecek, Akbelen'de, Balaban'da kimse kurdun kuşun yuvasıyla oynamayacak. Umutsuzluk dağını yontup bir umut anıtı inşa edeceğiz. Barış ve özgürlük tınılarıyla bir kardeşlik senfonisi yazacağız., Cumhuriyet ilelebet yaşayacak; eğitim, bilim, kültür, sanat bizi yücelten değerlerimiz olacak. Bu duygularla Festivalimizin 60. Yıldönümü, Anafartalar Zaferimizin 108. Yıldönümü, Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü kutlu olsun” dedi.

Afiş Yarışması Ödülleri Verildi

Başkan Gökhan konuşmasının ardından 60. Uluslararası Troia Festivali için düzenlenen afiş yarışmasında birincilik ödülünü alan Şeyma Altın ve yarışmada mansiyon ödülüne layık görülen Rümeysa Topuz'a ödüllerini takdim etti. 

Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü'nü Kazdağı Müzesi Aldı

Başkan Gökhan ardından bu yıl Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülünü Kazdağı Müzesi'nin aldığını belirterek, ödülü müze kurucularından Murat Bostancıoğlu'na verdi. Ödül için Başkan Gökhan'a teşekkürlerini ileten Bostancıoğlu; “Kazdağı Müzesi, Kasım 2015 yılında Etnografya Müzesi olarak faaliyete başladı. Temmuz 2020'de Kültür ve Turizm Bakanlığınca Özel Kazdağı Müzesi olarak tescillendi. Yılda 20 bin kişinin ziyaret ettiği müzemiz, Kazdağı bölgesi ziyaretçilerine görsel objeler, eşya, bölgeden çıkmış arkeolojik objeler, sikkeler, resim ve maketleri sergileyerek misafirlerini bilgilendirmeyi ve eğlendirmeyi amaçlar. Bugün burada Homeros'un İlyada'sında 2002 yılından beri çok prestijli bir ödül olan Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülünü almanın onurunu ve sevincini yaşıyorum. Geçen zaman içerisinde Yaşar Kemal'den Yıldız Kenter ve Nuri Bilge Ceylan'a, Kardeş Türküler'den Troia Müzesi'ne kadar bir çok kişi ve kurumlar bu ödülün sahibi oldu. Ne mutluyuz ki, bu ödül bu sene Kazdağı Müzesi'ne veriliyor” dedi.

“Başkan Gökhan'a Möser Madalyası”

Kardeş Kent Osnabrück Belediyesi tarafından verilen bir ödül olan Möser Madalyası'na bu yıl Belediye Başkanı Ülgür Gökhan layık görüldü. Möser Madalyası'nı Başkan Gökhan'a takdim eden Osnabrück Belediye Başkanı Katharina Pötter, Möser Madalyası'nın tarihi hakkında bilgi vererek; “Justus Möser kent tarihinde önemli bir yer kapsamakta. 18. Yüzyılda Hukukçu, Yazar, Tarihçi ve Devlet adamı olarak tarihe geçmiştir. Çalışmaları çok yönlüdür. Özellikle aydınlanma dönemine siyaset, tarih, tiyatro ve edebiyat eserleri ile katkıda bulunmuştur. Ulusal çapta yarattığı en büyük etkiyi ise hukuk alanında gerçekleştirmiştir. Günümüz Alman Hukuk sistemi bu temel üzerine oturmuştur. Alman Hukuku'nun daha üstü olan Roma Hukuku'na geçişini gerçekleştirmiştir. Justus Möser'in bu hizmetlerinden dolayı, Osnabrück Şehri onun anısına Möser Madalyasını önemli gördüğü kişilere vermektedir. Osnabrück ve bölgesi için çok önemli katkı sağlayan kişilere bu önemli ödülü ve onursal hemşeriliği layık görürler” dedi. 

“Hizmetleriniz Biz Osnabrücklüler Tarafından Takdir Edilmektedir”

Başkan Gökhan'ın Beeldiye Başkanlığı görevi süresince yaptığı çalışmaların Kardeş Kent Osnabrück halkı tarafından takdir ile karşılandığını ifade eden Pötter; “Sayın Belediye Başkanım Gökhan Bey, siyasi ve bürokrat hayatınızda yıllardır insanlar için almış olduğunuz sorumluluk bilinci, başarı için çabanız, değişik siyasi görüşlere göstermiş olduğunuz saygı, kültürel ve etnik farkındalık anlayışı ile kabul edilmeniz, kişiliğinizi ön plana çıkarmaktadır. Ayrıca uzun yıllardan bugüne kadar gelen hizmetleriniz, biz Osnabrücklüler tarafından takdir edilmektedir” dedi. 

“Almanya Dışında 2. Kez Veriliyor”

Başkan Gökhan'ın Möser Madalyasını Almanya dışında alan 2. kişi olduğunu da vurgulayan Pötter; “Sevgili Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Bey'i Möser Madalyasını taşıyan kişilere dahil etmekten büyük mutluluk yaşıyoruz. Böylece siz bizim için çok özel bir yer edinmiş oluyorsunuz. Bu ödül ile birlikte uzun yıllardan bu yana uluslararası kültürel faaliyetlere yapmış olduğunuz hizmetleri de onurlandırmanın mutluluğu içerisindeyiz. Aynı zamanda bu madalya Almanya dışında 2. kez veriliyor. İlki İtalya'da Yazar Erich Maria Remarque'ye verilmiş, şimdi ikincisi ise burada size veriliyor. Osnabrück halkı, yönetimi ve senatosu adına ve tabi ki de kendi adıma bu ödüle layık görülmüş olmanızdan dolayı sizi tebrik ediyorum” dedi. 

“Osnabrück ile Çanakkale Arasındaki İlişkileri Güçlendirmesiyle Bizlerin Takdirini Kazanmıştır”

Konuşmasını sürdüren Pötter; “Osnabrück Belediyesi, Sayın Ülgür Gökhan'a Möser Madalyasını takdim ediyor. Bu ödül, Sayın Ülgür Gökhan Çanakkale'de görev aldığı uzun süre içerisinde elde ettiği birçok başarı sebebi ile verilmektedir. İnsanları barışa yönlendirmesi, fikir çeşitliliğine, farklı siyasi ve kültürel yapılara ilişkin farkındalığı ve siyasi anlamda farklı düşüncelere yönelik tutumu takdir edilmektedir. Ayrıca demokrasi değerlerine olan bağlılığı ile uzun süredir devam eden kültürler arası değişimlere olan büyük etkisi ve Osnabrück ile Çanakkale arasındaki ilişkileri güçlendirmesiyle bizlerin takdirini kazanmıştır. Sayın Ülgür Gökhan'ın yaptığı bütün çalışmalar, şehrimizin büyük vatandaşı Justus Möser'in şerefi ile onurlandırılmıştır” dedi. 

Konuşmanın ardından Möser Madalyası'nı Pötter'den alan Başkan Gökhan, madalyayı tüm Çanakkaleliler adına aldığını ifade ederek, Pötter ve tüm Osnabrücklülere teşekkürlerini iletti. 

Öte yandan Tapolca Kenti adına MÜSİAD Macaristan Temsilcisi Fadıl Başar da, Tapolca Belediye Başkanı Dobo Zoltan'ın selamını ileterek Başkan Gökhan'a çiçek takdiminde bulundu.  

Gecede Trio Aulos Sahne Aldı 

Troia Antik Kenti'nde düzenlenen resmi açılış töreni, ödül töreninin ardından Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyeleri Bahadır Çokamay, Merve Çokamay ve Koray Ay'dan oluşan Trio Aulos'un sahnelediği müzik dinletisi ile sona erdi.


11.08.2023 15:14