Kıymetli Hemşerilerim;
1993’ün 2 Temmuz’u Sivas’ta çok sıcaktı. Malum yaz mevsimiydi, fakat Sivas’tan Madımak’tan yükselen sıcağın başka ve çok acı bir nedeni vardı. İnsanlık adına utanç verici, tarihin en acımasız olaylarından birisi yaktı kavurdu Sivas’ı.
Bir yanda şiirler okuyan, kitaplar tartışan, söyleşiler yapan, birlikte barış içinde yaşamın düşleriyle beslenen aydınlık zihinler, diğer yanda bağnazlıklarının esiri olmuş ve vahşice kan akıtmaya hazır caniler...
“Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu.” diyen büyük halk ozanı Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerine katılmak üzere kentte buluşan canlar; cehaletin, gericiliğin gözü dönmüş, kandırılmış taraftarlarınca acımasızca ateşe verildiler.
Çaresizlik içinde attıkları çığlıkları hiç duyulmadı, insanlıktan yardım bekleyen ellerine bir el uzanmadı, onlara ölümden başka bir şans tanınmadı. Katiller ise zaman aşımına uğrayan davalarla, hiçbir şey yaşanmamışçasına devam ettiler kirlenmiş hayatlarına.
Şüphesiz ki, o gün Sivas’ta yaşanların derin yarası yüreklerimizde hiç kapanmayacaktır. Madımak hiçbir zaman unutulmayacak ve unutturulmayacaktır.
Sivas Katliamı’nın 25. Yılında savunduğu görüş, bağlı olduğu mezhep, inançları yüzünden zulüm görmüş, bu uğurda hayattan koparılmış tüm canlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum.
Ülgür GÖKHAN
Belediye Başkanı